24 Kasım 2010 Çarşamba

Kayıp Gül - Serdar Özkan

okuduğum kitaplarla ilgili düsüncelerimi paylasmayi seviyorum.. hakkında yazdığım zaman bir kitabı kolay kolay unutmuyorum.. sanki kitabın bana kattıkları, düşündürdükleri daha bir oturuyor zihnimde.. blog'a yazmanın güzel tarafı ise paylaşım tabii ki.. aynı konuda belki farklı yorumlar duymak, görmediğimin gösterilmesi güzel bir şey..

şu an hakkında yazmak istediğim kitap, yanda gördüğünüz üzere 'Kayıp Gül'.. bir arkadaşımın rafında görüp kapağının cazibesine kapılmıştım ( o kitapta yan taraftakindeki gibi beyaz bir blok yok).. her ne kadar 'uluslararası bestseller' ifadesine şüpheci baktıysam da bir okumak lazım diyerek ödünç aldım.. kapaktan ve 'bestseller' ifadesinden sonra dikkati cekense kitabın arkasına, önüne yani müsait görülen her yere beklentiyi yükselten bir sürü olumlu yorum yazılmış olmasi.. almanya'daki kitaplarda bu yillardir yapiliyor.. arka kapakta 2-3 lafina sözüne itibar edilen kisi veya gazete-derginin olumlu eletirisine yer veriliyor.. ama abartmayi seven bizim milletimiz bu konuda da vurmakla kalmayip öldürüyor.. 2-3 sayfa övgü dolu sözler, hepsini pespese okuyunca zannedersiniz ki dünyanin en önemli kitabini elinizde tutuyorsunuz.. daha önce okudugum 'Bir Gün' isimli kitaptada bu böyleydi, 'Kayip Gül'de de öyle.. haliyle bu kadar övgü dolu sözlerden sonra sizin de beklentiniz yükseliyor.. ve maalesef cok satsin diye yerlestirilen onca övücü yorumlardan sebep, sonuc hayal kirikligi oluyor.. bu yüzden sevgili yayinevleri, illa ki yapacaksaniz bu isi bir iki degerli yoruma yer verin yeter, gerisini okuyucuya birakin lütfen!!

gelelim kitap hakkinda söylemek istediklerime.. kayip gül, akici bir üslupla yazilmis ve cabucak bitiyor.. kitapta cevresinin etkisinde kalan ve zamanla artik kendini kendisi yapanin cevresi ve popülaritesi olduguna inanan ve onlarin beklentilerine göre yasamaya baslayan bir genc kizin 'kendini bulma' süreci anlatiliyor.. bu sürecte en büyük rolü annesi oynarken, gül bahcesine yolculuk ve dinledigi hikayeler de bu yolculuguna ivme kazandiriyor..

Kayip Gül'ü kiyaslandigi kitaplarin (Kücük Prens ve Simyaci'nin) cizgisinde ve hatta onlarin etkisinde diye nitelendirebiliriz.. ama onlarla boy ölcüsecek bir yetkinlige sahip oldugunu düsünmüyorum.. evet konusu güzel, güzel bir hikaye icinde de anlatilmis verilmek istenen mesaj.. ama yeterince ustaca islenememis.. birazdan paylasacagim güzel cümleler ve ifadeler mevcut olsa da, daha carpici ve vurucu olmaliydi 'kendini bulan' bir insanin öyküsü.. bu yönüyle beklentisi ve citasi yüksek okuyucuyu tatmin etmeye yetmedigini düsünüyorum ve kitap hakkindaki okudugum diger yorumlardan da bunu cikariyorum.. ama cok fazla okumayan, belki okumaya yeni baslayanlar begenerek okuyabilir.. hatta onlara tavsiye edilir..

kitap bana ait olmadiginda altini cizemedigim bir kac cümeyi de paylasmak isterim buradan :)

* kendini özel hissetmek icin ihtiyacin olan tek sey kendinsin.

* (pervanenin) isiga dogru telasla kanat cirpmasi, onu cepecevre kusatan losluga bir isyandi sanki. belirsizlige isyandi. isikta eriyip gitmeyi bir ömür boyu karanlikta ucmaya tercih etmisti o.
  

* görmek icin sadece gözlerimi kullansaydim, kaybolurdum karanlik dünyanizda.
 
* resim yapiyordum zaten, sorun zamansizlik degildi. sorun yaptigim her yeni resmin bir öncekini aratiyor olmasiydi. sonucta, ben de her ressam gibi, tuvale icimi boyuyorum. bu boyanin her gecen gün solgunlastigini fark etmeye baslamistim. eski renklerim icin ayrilmak zorundaydim kisacasi.


* "sonunda kendimden baska bir sey icin sevilerek cezalandirilmak istemiyorum"
   "ne? kim kimi neden seviyor ve kimi cezalandiriyor?"
   "eger benden harvard'da okudugum icin hoslanacaksa, hic hoslanmasin daha iyi. ben egitimim   

    degilim cünkü. zekam degilim, iliskilerim degilim, isim degilim. bunlarin toplami da degilim."
   "kim oldugunu biliyor musun peki?"
  "ben sadece.. ben sadece benim."

* kimi insanlar tanri'nin gündelik meselelerimizle ilgilenmeyecek kadar büyük ve yüce olduguna inanirlar. oysa O büyük ve yüce oldugu icin bizim en kücük meselelerimizle dahi ilgilenir.


bir kitap degerlendirmemin daha sonuna geldigim bu yazida türkce karakterler kullanamadigimdan dolayi özür diliyorum.. maalesef laptobumun kablosu bozuldu ve artik acamiyorum.. onun bir hal caresine bakana kadar üniversiteden giricem internete.. burdaki ayarlari düzeltebilirsem belki  yine türkce karakter kullanabilirim.. bakalim, olur insaallah :)

mutlu günler efendim :)

not: coskunsel'im bu kitaptaki alintilar da bana geri pasladigin mime cevap olsun :)))

not2: bu kitap icin sevgili deryamisal'in kitap fotograflarindan esinlenip, hatta  "aaa, benim de elimde güzelim makinam var neden internetteki basmakalip fotolari kullaniyorum ki" deyip, annemin "ne yapiyorsun seeennn??" bakislari altinda kitabin etrafinda dört dönerek bir kac kare cekmistim.. ama hepsi acamadigim laptobumda ve de bulamadigim flash bellegimde kaldi :( yani ben yine netteki basmakalip fotolara kaldim :( insaallah bir daha ki sefere kendi fotograflarimla..

18 Kasım 2010 Perşembe

nihayet kitap içerikli bir mim..

hani şu kitaplığın karşısına geçip, gözlerini kapatıp bir kitabı seçip 55.sayfasından bir paragraf paylaşılan bir mim vardı ya.. çok bekledim onu, gözüm mim postlarında kaldı acaba biri mimler mi diye ama gelmedi.. hatta bi ara yüzsüzlük yapıp kimse mimlemeden yazmayı bile düşünmüştüm :) neyse ki ona gerek kalmadan sevgili  sakar hafiye beni kitap içerikli başka bir konuyla mimledi de öyle birşeye girişmek zorunda kalmadım :) şimdiki mimde kitap seçimi  tercihimize bırakılıp beğendiğimiz bir cümleyi paylaşmamız isteniyor bizden.. ben de şu anda okuduğum ve içinde bir sürü beğendiğim cümle bulunan 'Kıl Beni Ey Namaz' kitabından bir cümle paylaşıcam inşaallah..


'Gösterişsiz bir yöne dönersin yüzünü; ışıktan yolları yoktur şehrin kıblesinin ama ışıldatır'

ben de bu güzel mim'i bloglarını severek takip ettiğim;
ve tedirginruhcikolatacisi ' na gönderiyorum..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...